Evlilik birliği ile eşlerin mali birliği de meydana gelmektedir. Eşler boşanma sürecine girdiğinde eşlerden birisi üzerindeki malvarlığını diğer eşten kaçınma yoluna gidebilir. Türk Medeni Kanunu bu durumların önüne geçmek için ilgili hükümleri düzenlemektedir. Bu düzenlemelerin en önemlisi eşlerin oturdukları ev için olan düzenlemedir.
Kanun koyucu eşlerin oturdukları ortak evin mal kaçırmalarına karşı tapuda şerh işletilmesini ifade etmiştir. Eşlerden biri ortak konutun bulunduğu tapuya giderek; “ortak kullanılan eve aile konutu şerhi işletilmelidir.” Böylece ortak kullanılan ev aile konutu şerhine sahip olduğundan, eşlerden birisi 3. Şahıslara diğer eşin izni olmadan evin satışını gerçekleştiremeyecektir.
Diğer yandan eşlerin mal paylaşımına dayalı davalarda ortak kullanılan eve konulan aile konutu şerhi sayesinde ihtiyati haciz yapılarak eşler haklarının kaçırılmasını engellemektedir.
Boşanma davalarında salt ortak konut dışında tarafların her türlü taşınır, taşınmaz, başkaca hak ve alacaklarının kaçırılmaması için de kanunda belirli düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme geçici koruma niteliği taşıyan ihtiyati tedbirdir.
İhtiyati Tedbiri içeren Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389.maddesi gereği;
Eşlerin yukarıda her türlü malları alacakları ve haklarına ihtiyati tedbir koyulması için şartlar yer almaktadır.
İHTİYATİ TEDBİR ŞARTLARI
Mevcut olan bir durumda meydana gelecek bir değişmeyle birlikte hakkın elde edilmesinin;
1. Önemli ölçüde zorlaşacağından endişe edilmesi,
2. Tamamen imkansız hale geleceğinden kaygılanılması,
3. Gecikme sebebiyle bir sakıncanın doğacağından endişe duyulması,
4. Yine gecikme sebebiyle ciddi bir zararın doğacağından kaygılanılması gerekmektedir.
Belirtmiş olduğumuz bu dört şarttan birinin var olması eşlerden birine talep hakkı vermektedir.
Kanun Koyucu, ihtiyati tedbir talebinin boşanma davası açılmadan önce dava açılarak mahkemeden ayrıca talep etmeyi düzenlemiştir. Boşanma Davası açıldıktan sonra ise; eşlerden biri boşanma davasının görüldüğü mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunabilmektedir.
Tazminat istemi sebebiyle açılan boşanma davasında dava sonucunda yukarıda sayılan ihtiyati tedbir şartlarının olmasıyla birlikte hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilmektedir.
HMK m.390/2 maddesinde bu husus yer almaktadır. Ancak karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilmektedir.
İhtiyati tedbir talep eden taraf; tedbir sebebini açıkça belirtmek ve kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. İhtiyati tedbir kararının uygulanması, tedbirin verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmesi gerekmektedir. Aksi halde, ihtiyati tedbir kararı kendiliğinden kalkmaktadır.
Hâkimin vermiş olduğu ihtiyati tedbir kararında, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbir verebilmektedir.
SÜREÇ HAKKINDA AVUKATLIK VE DANIŞMANLIK
Tüm bu hukuki sürecin yürütülmesi ve hak kaybına uğramamak adına profesyonel bu konuda uzman bir avukattan yardım almanızı tavsiye etmekteyiz.